Bugün açıklanan sanayi üretimi rakamları, hayal kırıklığı yaratan Mart ayının son verileri olup, Alman ekonomisinin kış resesyonuna girmesi riskini arttırmıştır.
Alman sanayisine ilişkin son açıklanan veriler, tavukları yumurtadan çıkmadan saymamak gerektiğini net bir şekilde hatırlatıyor. Şubat ayındaki güçlü toparlanmanın ardından Mart ayında neredeyse tüm veriler düşüş gösterdi. Bu sabah açıklanan en son veri olan sanayi üretimi, Şubat ayındaki aylık +%2,1 seviyesinden aylık -%3,4 seviyesine geriledi. Yıllık sanayi üretimi ise %1,8 artış gösterdi. Enerji yoğun sektörlerdeki üretim aylık bazda yaklaşık %3 oranında düşerken, Mart 2022'ye kıyasla %13 oranında azaldı. İnşaat sektöründeki faaliyet aylık bazda neredeyse %1,5 oranında düştü.
Alman sanayi verileri bu kış alışılmadık derecede dalgalıydı. Çin'in yeniden açılması, daha ılıman hava koşulları gibi konjonktürel faktörlerin yanı sıra birikmiş işlerin genel olarak azalması ve devam eden yapısal geçişler, aylık iniş çıkışlardan ziyade daha uzun vadeli trendlere odaklanmak için güçlü argümanlardır.
Birinci çeyrek GSYİH büyümesinde aşağı yönlü revizyon riski arttı
Yine de hayal kırıklığına uğratan sadece sanayi verileri değildir. Aslında Mart ayındaki tüm Alman makro verileri düşüş gösterdi. Perakende satışlar ve ihracat keskin bir şekilde düştü ve bugünkü sanayi üretimi verileriyle birlikte ilk çeyrek GSYH büyümesinde aşağı yönlü revizyon olasılığını arttırdı. Aşağı yönlü bir revizyon ekonominin resesyona girdiği anlamına gelecektir.
İleriye bakıldığında, Alman sanayisi için tablo karışık: bugünkü veriler o kadar zayıf ki, kısa vadeli bir toparlanma söz konusu olabilir. Ancak daha yapısal olarak, üretim beklentileri yeniden zayıfladı, sipariş defterleri inceldi ve stoklar yüksek seyretmeye devam ediyor. Buna son on yılların en agresif para politikası sıkılaştırmasının etkisi ve ABD ekonomisinde beklenen yavaşlamanın Alman ihracatını vurması da eklendiğinde görünüm hiç de iç açıcı değil. Bu konjonktürel faktörlerin yanı sıra, Ukrayna'da devam eden savaş, demografik değişim ve mevcut enerji dönüşümü önümüzdeki yıllarda Alman ekonomisi üzerinde yapısal bir baskı oluşturacaktır.
Dördüncü çeyrekle kıyaslandığında, sanayi üretimi ve inşaat sektöründeki faaliyetler bugünkü verilerden sonra bile ilk çeyrekte artış göstermiştir. Asıl endişe verici olan ikinci çeyreğe olumsuz bir şekilde taşınmasıdır. Genel olarak, bugünkü sanayi üretimi verileri endüstriyel bir rönesansın gerçeklikten uzak olduğunu ve ilk çeyrek GSYH büyümesinin aşağı yönlü revize edilerek Almanya'nın resmi olarak teknik resesyona girme ihtimalinin hala yüksek olduğunu göstermektedir.
