ChatGPT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ChatGPT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

05 Haziran 2023

Neden yapay zeka patlaması bir dotcom tekrarı değil?

Microsoft'ın Ocak ayında ChatGPT'ye yaptığı yatırımın ardından yapay zeka konusundaki medya hype'ı, kaçınılmaz olarak dotcom balonunun aşırılıklarını akıllara getiriyor.

Geçtiğimiz hafta, ChatGPT ve diğer uygulamalarda kullanılan yongaları sağlayan Nvidia'nın piyasa değeri geçici olarak 1 trilyon doları aştı. Peki, burada tekrar bir durumla karşı karşıya mıyız?

Aslında hayır. Piyasalarda yaşanan bu yapay zeka çılgınlığının birçok açıdan sağlıklı olduğu söylenebilir.

Geçen yıl Big Tech hisselerinde yaşanan düşüş büyük ölçüde merkez bankalarının faizleri yükseltmesiyle ilgiliydi. Teknoloji sektöründeki uzak gelecek nakit akışlarının üzerine daha yüksek bir indirim oranı uygulanması, bu nakit akışlarının bugünkü değerini düşürdü. Bu yıl yaşanan toparlanma ise merkez bankalarının etkisiyle değil, gerçek bir şeyin yansımasıdır.

Makinelere insan zekasının simülasyonu, ekonominin işleyiş şeklini dramatik bir şekilde değiştirme potansiyeline sahiptir. Bu süreçten bazı insanlar büyük ölçüde kar elde edecek. Nvidia örneğinde, bu yıl önemli bir kazanç elde etmiş durumdalar.

Monetarizm sıkılaştırma döngüsü bir süredir devam ettiği için yapay piyasa koşullarının ne kadar yapay olduğunu ve ne kadar süredir var olduğunu unutmak kolaydır. McKinsey Global Institute tarafından yapılan yeni bir rapor, milenyum döneminden önce küresel net değerin büyük ölçüde gayri safi yurtiçi hasıla büyümesini takip ettiğini göstermektedir. Ancak sonra olağandışı bir şeyler oldu.

Yaklaşık olarak 2000 yılında, ülkelere göre değişen bir zamanlamayla, net değer, varlık değerleri ve borç, gayri safi yurtiçi hasıladan önemli ölçüde daha hızlı bir şekilde büyümeye başladı. Buna karşılık, G7 ülkeleri arasında verimlilik büyümesi yavaş oldu. 1980-2000 yılları arasında yıllık %1.8 olan büyüme, 2000-2018 yılları arasında %0.8'e düştü. Yapay zeka, varlık fiyatlarının şişirildiği ve borç bağımlı büyümenin olduğu bu dünyadan çıkıp üretkenliği artırma kapasitesiyle bizi ileriye götürme potansiyeline sahiptir.

TS Lombard'dan Dario Perkins, bu iyileştirmeyi sürdürecek iki mekanizmanın olduğunu öne sürüyor. İlk olarak, yapay zeka mevcut süreçleri daha verimli hale getirebilir. Şu anda çalışanlara daha iyi bilgilendirilmiş kararlar vermelerine, süreçlerini optimize etmelerine ve sıkıcı görevleri ortadan kaldırmalarına yardımcı oluyor. İş gücünün verimliliğindeki artış, genel çıktıyı artırmalı.

Ve yapay zeka, işçilere yeni şeyler icat etmelerine, yeni keşifler yapmalarına ve gelecekte üretkenliği artırabilecek teknolojik ilerlemeleri sağlamalarına yardımcı olabilir. Bu arada, birçok çalışma, kendini öğrenme ve birkaç görevi yerine getirme yeteneğine sahip olan Üretici Yapay Zeka'nın, kullanan işçilerin ve şirketlerin verimliliğini artıracağını göstermiştir.

Ayrıca, bunların hepsi noktasında dotcom balonundan çok daha hızlı gerçekleşebilir. ChatGPT'nin halka açık sürümü sadece iki ayda 100 milyon kullanıcıya ulaştı. Veri analitiği şirketi GlobalData (TS Lombard'ı yakın zamanda satın aldı), 2030 yılında küresel yapay zeka pazarının 383 milyar dolar değerinde olacağını tahmin ediyor, bu da 2022'ye göre yüzde 21 bileşik yıllık büyüme oranıdır.

Birçok medya yorumu, yapay zekanın işsizliği artırma potansiyeline sürekli olarak odaklanmış durumda - bu korku, işgücü maliyetlerini düşürmekten bahseden yapay zeka hayranları tarafından teşvik edilmiştir. Ancak Perkins, teknolojinin iş gücü piyasaları üzerindeki nihai etkisinin teorik olarak belirsiz olduğunu belirtiyor.

Bu, teknolojik ilerlemelerin iki çelişkili etkiye sahip olmasından kaynaklanır: bir yerine geçme veya yer değiştirme etkisi, iş tasarruflu teknolojilerin işçileri yerinden etmesi ve bir gelir veya tazminat etkisi, teknolojinin tüm mal ve hizmetleri daha ucuz hale getirerek gerçek gelirleri yükseltmesi ve ekonominin diğer sektörlerinde yeni talep kaynakları oluşturması. Tarih boyunca tazminat etkisi, yerine geçme etkisinden sürekli olarak daha ağır basmıştır.

Kimse yapay zekanın bu tarihsel trendi değiştirip değiştirmeyeceğini veya insan seviyesine ulaşacağını aşacağını kesin olarak bilemez. Gelişiminin mevcut aşamasında güvenilmez olabilir ve hatta saçmalık üretebilir. Eşit derecede belirsiz olan şey, yapay zekanın enflasyonist etkisinin, şu anda arz kıtlığı ve sıkı iş piyasaları tarafından yaratılan mevcut enflasyon baskısının ve gelişmiş dünyadaki ve Çin'deki işgücü daralmasından kaynaklanan gelecekteki fiyat baskısının önüne geçip geçmeyeceğidir.

Geçen hafta Nvidia CEO'su Jensen Huang, "yeni bir bilgi işlem çağının kritik noktasını" tespit etti. Haklı olabilir. Büyük Teknoloji şirketlerinin, para politikasına daha duyarlı olan S&P 500 endeksindeki daha geleneksel şirketlerden farklı bir tempoda ilerlemeye devam etmesi muhtemeldir. Yatırımcıların dotcom döneminden hatırlaması gereken bir ders, gerçek değere sahip şirketlerin yanında birçok değersiz şirketin de yükseldiğidir. Bugünkü değerlemelerde, değersiz şirketlerin ayıklanmasına çok uzak olmayabiliriz.

John Plender - FT


05 Mayıs 2023

ChatGPT'e sorduk : Türkiye için son 90 seneye bakarak gelecek 10 yıl için bir siyasi ve politik analiz yapar mısın?

Tabii, ancak unutmayın ki politik analiz, birçok değişkene bağlıdır ve gelecekte tam olarak ne olacağı öngörülemez. Yine de son 90 yıla bakarak Türkiye'de yaşanan politik olaylardan hareketle gelecek 10 yıl için bir analiz yapabilirim.

Son 90 yılda Türkiye, birçok siyasi değişim ve zorlu süreçler yaşamış bir ülke. 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla başlayan süreçte, ülke demokrasiye doğru birçok adım atmış olsa da, askeri darbeler, siyasi çekişmeler, terörizm, yolsuzluklar gibi birçok sorunla da karşılaşmıştır.

Son yıllarda Türkiye'de yaşanan gelişmelerde İstanbul'da yapılan yerel seçimler sonrasında yaşanan tartışmalar ve yenilenme kararı, siyasi gerginliğin artmasına neden oldu.

Gelecek 10 yılda Türkiye, birçok zorluğun üstesinden gelmek zorunda kalacak. Öncelikle, ekonomik sorunlar ve işsizlik devam ediyor ve bu sorunlar hükümetin öncelikli olarak ele alması gereken konular arasında yer alıyor. Ayrıca, Türkiye'nin dış politikadaki durumu da belirsizliklerle dolu. Suriye'deki iç savaş ve terör tehditleri, Türkiye'nin dış politikada daha etkili bir şekilde rol almasını gerektiriyor.

Diğer bir sorun ise insan hakları ve özgürlükler konusunda yaşanan sıkıntılar. Türkiye, son yıllarda insan hakları ve özgürlükler konusunda uluslararası eleştirilere maruz kalmıştır. Bu sorunlar, Türkiye'nin uluslararası alanda itibarını olumsuz etkilemektedir.

Gelecekte Türkiye için olumlu bir gelişme ise teknolojik ilerlemeler olabilir. Türkiye, son yıllarda teknoloji konusunda büyük adımlar atmıştır ve bu alanda daha da ilerlemesi bekleniyor. Ayrıca, Türkiye'nin nüfusu da genç ve dinamik bir yapıya sahip, bu da ülkenin gelecekteki potansiyelini artırıyor.

Sonuç olarak, Türkiye'nin gelecekteki siyasi durumu belirsizliklerle dolu olsa da, Türkiye'nin gelecekteki gelişim potansiyeli de oldukça yüksek. Ancak, ekonomik sorunların ve demokrasi konusundaki sıkıntıların üstesinden gelinmesi gerekiyor. Bu sorunların çözülmesi için Türkiye'nin, daha fazla demokratik açılım ve özgürlüklerin sağlanması, ekonomik kalkınma ve sürdürülebilir büyüme, yolsuzlukla mücadele, dış politikada daha etkili bir rol oynama gibi alanlarda reformlar yapması gerekiyor.

Ayrıca, Türkiye'nin, küresel değişimlerin etkilerine karşı hazırlıklı olması, teknolojik ilerlemeleri takip etmesi ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda adımlar atması da önemlidir.

Türkiye'nin gelecekteki siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişimini tahmin etmek zordur. Ancak, ülkenin karşılaştığı sorunlarla yüzleşmesi ve reformlar yapması, gelecekte daha güçlü bir Türkiye'nin inşa edilmesine yardımcı olabilir.

14 Nisan 2023

Chat GPT / soru cevap : Türkiye'nin daha hızlı kalkınması için bana öneride bulunur musun?

Türkiye'nin daha hızlı kalkınması için aşağıdaki tezi öneriyorum:

"Türkiye, ekonomik kalkınması için özellikle son yıllarda atılan adımlarla olumlu bir ivme yakalamış olsa da, hala birçok zorlukla karşı karşıya. Türkiye'nin daha hızlı kalkınması için ekonomik reformların yanı sıra eğitim, teknoloji, ve inovasyona yatırım yapması gerekmektedir.

Öncelikle, Türkiye, ekonomik reformlara devam etmeli ve iş dünyasının gelişmesi için uygun bir ortam yaratmalıdır. Bu, özellikle yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar için iş dünyası kurallarının ve prosedürlerinin daha açık ve basit hale getirilmesiyle sağlanabilir. Ayrıca, Türkiye, ihracata dayalı bir ekonomiye geçmek için teşvikler sağlamalı ve verimlilik artışını hedefleyen politikalar uygulamalıdır.

Bunun yanı sıra, Türkiye, eğitim ve teknoloji alanında önemli adımlar atmaya devam etmelidir. Özellikle STEM alanında (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitim altyapısının iyileştirilmesi ve nitelikli iş gücü yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu, ülkenin daha fazla katma değerli ürünler üretmesine, yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesine ve ihracatının artmasına yardımcı olacaktır.

Son olarak, Türkiye, inovasyona yatırım yaparak ekonomisini çeşitlendirmelidir. Bilim, teknoloji ve inovasyona yatırım, Türkiye'nin daha yüksek katma değerli ürünler üretmesini ve yeni sektörlerin gelişmesini sağlayacaktır. Yenilikçi işletmelerin teşvik edilmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması ve bilgi ekonomisine geçiş, Türkiye'nin daha hızlı kalkınması için kritik öneme sahiptir.

Türkiye, ekonomik reformların yanı sıra eğitim, teknoloji ve inovasyona yatırım yaparak daha hızlı kalkınabilir. Bu, sadece Türkiye'nin ekonomik refahını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda ülkenin sosyal ve kültürel gelişimini de destekleyecektir."

Türkiye'nin birçok sorunu bulunmaktadır. Bazıları şunlardır:

Ekonomik sorunlar: Türkiye son yıllarda ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Enflasyon, işsizlik, cari açık, döviz kuru dalgalanmaları ve borç yükü gibi sorunlar öne çıkmaktadır.

Siyasi istikrarsızlık: Türkiye, son yıllarda siyasi istikrarsızlıklarla sarsılmıştır. Bu durum, ülkenin ekonomik gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Terörizm: Türkiye, son yıllarda terör saldırılarına maruz kalmaktadır. Bu durum, turizm ve yatırımlar gibi sektörleri olumsuz etkilemektedir.

Sosyal sorunlar: Türkiye, kadına şiddet, çocuk istismarı, ayrımcılık, yoksulluk ve eğitim sorunları gibi çeşitli sosyal sorunlarla karşı karşıyadır.

Demokrasi ve insan hakları sorunları: Türkiye'de son yıllarda demokrasi ve insan hakları sorunları ön plana çıkmaktadır. Bu durum, ülkenin uluslararası itibarını ve yatırımlarını olumsuz etkilemektedir.

Çevre sorunları: Türkiye, hava ve su kirliliği, erozyon, çölleşme ve atık yönetimi gibi çevre sorunlarıyla da karşı karşıyadır.

Göç sorunu: Türkiye, son yıllarda Suriye ve diğer ülkelerden gelen milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum, ülkenin kaynaklarını zorlamakta ve sosyal ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır.

Bu sorunların çözümü için, Türkiye'nin politik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ciddi reformlara ihtiyacı vardır. Demokrasi, insan hakları, çevre koruma, eğitim, işsizlik, yoksulluk ve ekonomik istikrar gibi sorunların çözümü için kapsamlı politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.

Türkiye'nin avantajları nelerdir?

Türkiye'nin birçok avantajı vardır:

Coğrafi Konumu: Türkiye, Avrupa ve Asya arasında bir köprü konumunda olması nedeniyle, stratejik bir konuma sahiptir. Bu konum, ülkeye ticaret ve turizm açısından büyük avantajlar sağlar.

Nüfus: Türkiye, genç, dinamik ve eğitimli bir nüfusa sahiptir. Bu, işgücü piyasasına potansiyel olarak yüksek kaliteli işçiler sağlar ve birçok endüstri için önemli bir potansiyel tüketici tabanıdır.

Doğal Kaynaklar: Türkiye, zengin doğal kaynaklara sahiptir. Ülke, altın, gümüş, bakır, kömür, demir, petrol ve doğalgaz gibi birçok önemli maden kaynağına sahiptir. Ayrıca, tarımsal üretim açısından da oldukça verimlidir.

Turizm Potansiyeli: Türkiye, zengin tarihi ve kültürel mirası, güzel doğal manzaraları, plajları ve diğer turistik yerleri ile dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biridir.

Sanayi Potansiyeli: Türkiye, gelişen bir sanayi sektörüne sahip ve Avrupa'nın en büyük sanayi ülkelerinden biridir. Ayrıca, birçok endüstriyel sektörde hızla büyümektedir.

İklimi: Türkiye, güneşli ve ılıman bir iklime sahiptir. Bu, birçok tarımsal ürün için ideal bir ortam sağlar ve turizm sektörü için cazip bir çevre oluşturur.

Tüm bu faktörler, Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve stratejik bir açıdan önemli bir ülke olarak kabul edilmesine neden olur.

Türkiye'nin dezavantajları nelerdir?

Türkiye'nin bazı dezavantajları şunlardır:

Siyasi İstikrarsızlık: Türkiye, son yıllarda siyasi istikrarsızlık yaşamıştır. Bu, yatırımcıların güvenini sarsabilir ve ülkenin ekonomik büyümesini olumsuz etkileyebilir.

Ekonomik Zorluklar: Türkiye, yüksek işsizlik, enflasyon, cari açık ve borç sorunları gibi ekonomik zorluklarla karşı karşıyadır. Bu sorunlar, Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve kalkınmasını engelleyebilir.

Terörizm: Türkiye, son yıllarda terör saldırılarına maruz kalmıştır. Bu durum, turizm sektörünü etkilemiş ve ülkenin güvenliğiyle ilgili endişeleri artırmıştır.

İnsan Hakları Sorunları: Türkiye, insan hakları sorunları ile de karşı karşıyadır. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve hükümet karşıtı gösterilere yönelik müdahaleler gibi konularda eleştiriler almaktadır.

Çevre Sorunları: Türkiye, hava ve su kirliliği gibi çevre sorunları ile karşı karşıyadır. Bu sorunlar, sağlık sorunlarına ve doğal kaynakların tükenmesine neden olabilir.

Eğitim Kalitesi: Türkiye'de eğitim kalitesi düşüktür ve okuma-yazma oranı düşüktür. Bu durum, işgücü piyasasında yeterli kalifiye işçi bulunmasını engelleyebilir.

Bu dezavantajlar, Türkiye'nin kalkınmasını ve dünya sahnesinde daha güçlü bir oyuncu haline gelmesini engelleyebilir. Ancak, Türkiye'nin güçlü yanlarından yararlanarak, bu sorunların üstesinden gelebilmesi mümkündür.

Türkiye'de demokrasi nasıldır?

Türkiye'de demokrasi, birçok tartışma ve eleştiriye konu olan bir konudur. Türkiye, cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılından beri parlamenter bir demokrasi olarak yönetilmektedir. Ancak, son yıllarda bazı olaylar ve kararlar, demokratik normların zayıflamasına ve otoriterleşme eğilimlerinin artmasına neden olmuştur.

Birçok eleştirmen, hükümetin, muhaliflere, gazetecilere, akademisyenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve insan hakları aktivistlerine yönelik baskılarını ve tutuklamalarını demokrasi ihlali olarak görüyor. Ayrıca, son yıllarda yapılan anayasa değişiklikleri, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına yönelik endişeleri artırmıştır.

Bununla birlikte, Türkiye hala demokratik bir ülkedir ve düzenli olarak seçimler yapılmaktadır. Yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmaktadır ve seçimlerin sonuçları kabul edilmektedir. Ayrıca, Türkiye'de çoğulcu bir medya ortamı da vardır ve muhalif görüşler ifade edilebilir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin demokrasi performansı, tartışmalı bir konudur ve ülke, demokratik kurumlarını ve normlarını güçlendirmek için daha fazla çaba sarf etmelidir.

Güncel yazılarımıza Deepinalpha.com adresinden ulaşabilirsiniz

https://deepinalpha.com