Hazine getirileri arasındaki olağandışı ilişki, yatırımcıların enflasyondaki düşüş ve gelecekteki faiz indirimlerine ilişkin beklentilerini yansıtır.
Uzun vadeli ABD Hazine tahvillerinin getirileri, uzan zamandan beri hiç olmadığı kadar kısa vadeli tahvillerin getirilerinin altına düştü; bu da yatırımcıların, ekonomik faaliyete maliyeti ne olursa olsun Federal Rezerv'in enflasyon savaşını kazanmaya yakın olduğunu düşündüklerinin bir işareti.
Kısa vadeli getirilerin uzun vadeli getirileri aştığı bir senaryo Wall Street'te ters getiri eğrisi olarak bilinir ve genellikle bir resesyonun yaklaşmakta olduğuna dair kırmızı bayrak olarak görülür.
Hazine tahvillerinin getirileri büyük ölçüde yatırımcıların Fed tarafından belirlenen kısa vadeli faiz oranlarının tahvilin ömrü boyunca ortalama ne olacağına dair beklentilerini yansıtır. Daha uzun vadeli getiriler genellikle daha kısa vadeli getirilerden daha yüksektir çünkü yatırımcılar beklenmedik enflasyon ve faiz artışları riskine karşı korunmak isterler.
Temel düzeyde, ters bir eğri, yatırımcıların kısa vadeli oranların uzun vadede yakın vadede olup daha düşük olacağından emin oldukları anlamına gelir. Tipik olarak bunun nedeni, Fed'in sendeleyen bir ekonomiyi canlandırmak için borçlanma maliyetlerini düşürmesi gerekeceğini düşünmeleridir.
Getiri eğrisi şu anda biraz şekil değiştirmiş durumda.
Geçen hafta, 10 yıllık ABD Hazine tahvilinin getirisi, iki yıllık getirinin 0,78 puan altına düşerek, 1981 sonlarından bu yana en büyük negatif farka ulaştı ve işsizlik oranını daha sonra 2008 mali krizinde ulaşacağından daha da yükseğe çıkaran bir durgunluğun başlangıcına denk geldi.
Yine de birçok yatırımcı ve analist, mevcut getiri eğrisinin yaklaşan bir ekonomik felaketten ziyade enflasyonun azalması ve daha normal bir ekonomiye dönüşün habercisi olabileceğini düşünmek için nedenler görüyor.
Özetle Mevcut getiri eğrisi en azından beklentiler tarafında "Bence enflasyon düşecek" diyor.
Yatırımcılar, "Fed'in güvenilirliği olduğuna inanıyor. Eninde sonunda Fed bu enflasyon savaşını kazanacak ve bu arada daha yüksek kısa vadeli faiz oranlarına katlanmak zorundayız." diyor.
Özellikle, getiri eğrisi son haftalarda büyük ölçüde iyi ekonomik haberler nedeniyle daha derin bir şekilde tersine dönmüştür.
Yaz aylarından bu yana 10 yıllık getiri defalarca iki yıllık getirinin 0,5 puan altına düşmekten öteye gidemedi. Bu durum ancak bu ayın başlarında, Çalışma Bakanlığı'nın beklenenden daha düşük tüketici fiyat endeksi verileri yayınlamasıyla değişti ve enflasyonun nihayet hafifleyebileceği umutlarını artırdı.
Ekim ayı TÜFE raporu kısa vadeli getirilerin bir miktar düşmesine neden oldu ve iki yıllık getiri ay başındaki %4,63 seviyesinden Salı günü itibariyle %4,47 civarına geriledi. Ancak yatırımcılar yakın vadeli faiz beklentilerini uzun vadeli beklentileri kadar değiştirmedi. 10 yıllık faiz %4,15'ten %3,75'e geriledi.
Yatırımcılar, Fed yetkililerinden aldıkları ipuçlarına dayanarak, merkez bankasının şu anda %3,75 ile %4 arasında olan fed-fon faiz oranını gelecek yılın başlarında %5'e yükseltmesini bekliyor. Bununla birlikte, cesaret verici TÜFE raporu, birçok kişinin Fed'in faiz oranlarını 2023'ün ilerleyen dönemlerinde düşürmeye başlayacağına inanmasına yol açtı - yetkililerin enflasyon sorununun uzaması konusunda çok fazla endişelenmeden ekonomik büyümeyi teşvik etmeye geçebileceklerine dair bir bahis.
Hazine getirileri ekonomik görünümü yansıttığı kadar şekillendirir de. Özellikle uzun vadeli getiriler, ekonomi genelinde borçlanma maliyetlerinin belirlenmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda hisse senedi fiyatlarını da büyük ölçüde etkilemekte, yükselen getiriler genellikle hisse senetlerinin düşmesine neden olmaktadır, çünkü yatırımcılar artık sadece vadeye kadar ultra güvenli devlet borcu tutarak elde edebilecekleri daha iyi getirileri yansıtmak için daha cazip fiyatlar talep etmektedir.
İnatçı yüksek enflasyon ve kısa vadeli faiz oranlarına ilişkin hızla yükselen beklentiler, bu yıl Hazine tahvillerinin getirilerinde büyük artışlara yol açtı ve mevcut tahvillerin fiyatları, yeni tahvillere sunulan daha yüksek oranları yansıtacak şekilde düştü. Bu da 1970'lere kadar uzanan kayıtlarda büyük tahvil endekslerinin en kötü getirilerine yol açtı.
S&P 500 de bu yıl %17 değer kaybetti. Ancak, uzun vadeli getiriler düştükçe, o da son haftalarda istikrar kazandı ve 10 Kasım enflasyon raporundan önceki günden bu yana %6 değer kazandı.
Gerçeklerin konuşulduğu bir ekonomide, uzun vadeli faizlerin aşağı eğilimli olması, ekonomik küçülmeye dair beklentileri ifade eder. Bu da hisse senetleri üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturması gerekir ancak günümüz şartlarında bu piyasada ilk kertede pozitif algılanıyor.
Diğer yandan yatırımcılar için bir tehdit; Getirilerdeki son düşüş ve hisse senetlerindeki kazançlar, işletmelerin para toplamasını ve harcamasını biraz daha kolaylaştırdığı için tam olarak sürmeyebilir - bu da ilk etapta enflasyonun olası ılımlılığına yol açan koşulları zayıflatır.
Fed Başkanı Jerome Powell bu yıl birden fazla kez, merkez bankasının faiz oranlarını sadece yükseltmekle kalmayıp daha uzun süre yüksek seviyelerde tutacağı mesajını vererek hisse senedi ve tahvillerdeki rallileri durdurdu.
Fed'in 1-2 Kasım'daki toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında Powell, enflasyonun büyük bir tehdit olmaya devam ettiğini ve Fed'in faiz oranlarını ileride daha küçük artışlarla yükseltebilecek olsa da, yetkililerin Eylül ayındaki son resmi tahminlerinde işaret ettiklerinden daha yüksek bir seviyeye çıkarmasının muhtemel olduğunu vurguladı.
Ancak Kasım ayındaki bu toplantı son enflasyon verilerinden önce gerçekleşmişti ve yatırımcılar şimdi Powell'ın Çarşamba günü Brookings Enstitüsü düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen bir etkinlikte yapacağı konuşmada neler söyleyeceğini merakla bekliyor.
Tersine bir bir bakış açısı; tahvillerin "son toplantıdan bu yana önemli ölçüde yükseldiğini", bu nedenle Powell'ın Çarşamba günkü etkinliği "geri adım atmak için bir fırsat" olarak kullanma riski olduğu...