Güçlü bir ABD ekonomisi, doları beklenmedik şekilde güçlendiriyor ve düşüşüne bahse giren ayı piyasası yatırımcılarını hayal kırıklığına uğratıyor.
Dolar, son dönemde birçok para birimine karşı yüzde 2,5 değer kazandı ve Mart ayından beri en yüksek seviyesine yakın duruyor.
Bu yeni başlayan yükseliş, doların geçen yılın çok yıllık zirvelerinden düşüşe geçmesi beklentilerine meydan okuyor. Commodity Futures Trading Commission'ın verilerine göre, dolar karşısında net vadeli işlem sözleşmeleri Mayıs ayının son haftasında 12,34 milyar dolarlık seviyede bulunuyor ve bu ayın başlarında iki yılın en düşük seviyesine gerilemişti. BofA Global Research'ün son anketinde fon yöneticileri doları "en kalabalık" üçüncü ticaret olarak adlandırdı.
Boğa piyasasından ayı piyasasına çok karmaşık bir geçiş döneminde bulunuyor ve bu dönem oldukça hayal kırıklığı yaratacak. Doların kısa vadede yüksek seyretmeye devam etmesi bekleniyor, ancak önümüzdeki birkaç yıl boyunca düşüş göstermesi de beklentiler dahilinde.
Ayı görüşünde olanlar, doların hâlâ düşebilecek bir alanının olduğunu savunuyor, çünkü döviz pandemi sonrası düşük seviyelerine kıyasla yaklaşık %15 daha yüksek seyrediyor ve Federal Reserve'nin doları desteklemeye yönelik faiz artışlarını yakında sonlandırması bekleniyor.
Ancak ayı görüşü, ABD ekonomisinin güçlü verileriyle engelleniyor. Fed'in büyümeyi yavaşlatma ve enflasyonu kontrol altına alma amacıyla gerçekleştirdiği faiz artışlarına rağmen ekonominin dirençli olduğunu gösteren Mayıs ayına ilişkin istihdam artışı gibi son veriler, faiz indirimi beklentisine karşı çıkıyor.
Cuma günü yatırımcılar, mevcut olarak %5 ila %5,25 arasında olan fed fon faiz oranının 2023 yılında %4,988'de sonlanacağına yönelik bahse giriyorlar. Yüksek faizler genellikle doların çekiciliğini artırır.
Doların güçlenmesi tamamen ABD verilerinin oldukça iyi olmasına bağlı. Daha güçlü bir dolar, riskli varlıklar için zorlayıcı bir faktör olabilir çünkü kredi koşullarını sıkılaştırırken ABD ihracatçılarının ve çok uluslu şirketlerin karlarını olumsuz etkiler.
Dolar ayı piyasası yatırımcıları için başka bir potansiyel karmaşık faktör ise ABD Hazine tahvili ihracatında beklenen bir akıştır. Borç limitinin yükseltilmesiyle birlikte ABD Hazinesi, kasasını yeniden doldurmaya başlaması beklenmektedir.
Büyük miktarda Hazine tahvili ihraç edilmesinin piyasadan likiditeyi çekebilir ve potansiyel olarak dolar talebi yaratabilir.
Yine de birçok kişi, doların Eylül zirvelerinden %11,5'e kadar değer kaybeden düşüş eğilimine geri döneceği konusunda zaman meselesi olduğuna inanıyor.
UBS Global Wealth Management, doları "tercih edilmeyen" para birimi olarak sıralarken Fed'in bu yılın sonunda veya 2024 başlarında faiz indirimine gideceğini ve bu durumun euro ve diğer para birimleri karşısındaki faiz avantajını azaltacağını belirtmektedir.
Federal Reserve yetkilileri geçtiğimiz hafta, gelecek toplantısında (13-14 Haziran) faiz artışını atlayacaklarını, ancak gelecekte borçlanma maliyetlerinde bir yükselişin kapısını açık bırakacaklarını belirttiler. Avrupa'da ise Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, daha fazla politika sıkılaştırmanın gerekliliğini belirtti ve bu durum doların faiz avantajını zayıflatacaktır.
Fed faiz artışını durdurduğunda, piyasa daha yoğun bir şekilde ilk faiz indiriminin zamanlamasına odaklanacak ve bu durum doları zayıflatacaktır.
Piyasada bazı stratejistler ise Doların süregelen gücünün bu yılın ilerleyen dönemlerinde Fed'in faiz artışlarından uzak duracağının daha net hale gelmesiyle zayıflığa dönüşeceğine inanıyor.
Genel anlamda, doların düşüşe geçmesi gerektiğine hala inananlar bu hikaye ikinci yarıya kadar beklemeyi gerektirebileceğini de göz ardı etmiyorlar.